Gizli şekere karşı ihmalkâr olmayın!
Türkiye’de her 3 kişiden 1’inde görülen gizli şeker hastalığına karşı merak edilenleri Tınaztepe Torbalı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Levent Çınar cevapladı. Uzm. Dr. Çınar, “Gizli şekerin teşhis edilmesinden sonra gerekli tedavinin yapılması hayatidir” dedi
Tınaztepe Torbalı Hastanesi İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanı Dr. Levent Çınar, gizli şekerin; kişilerin şekerinin normal değerlerden yüksek olduğu lakin şeker hastası sayılacak derecede de yüksek olmaması durumu olduğunu belirterek açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. Çınar, “Halk arasında gizli şeker olarak adlandırılan durum bizim insülin direnci olarak değerlendirdiğimiz bir durumdur. Gizli şeker yahut diğer ismi ile pre-diyabet, ülkemizde sıklıkla karşılaşılan bir hastalıktır. Son yapılan araştırmalara göre, ülkemizde her 3 kişiden birinin gizli şekeri buluyor. Bu nedenle gizli şekerin ne olduğunu ve belirtilerini bilmek önemli.” diye konuştu.
‘GİZLİ ŞEKER HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLMAK ÖNEMLİDİR’
Gizli şeker hastalığına ilişkin merak edilenleri anlatan Uzm. Dr. Çınar, “Hastalarımız genellikle bize karınları acıktığında, ellerinin ayaklarının titrediğini, kilo veremediklerini ifade ederek gelirler. Bizlerde bir takım laboratuvar tetkiklerinden sonra hastanın geçmişini ve aile içi öyküsünü sorgulayarak hastalığın teşhisi konulur. İnsülin direnci, genellikle ailesinde Tip-2 diyabet dediğimiz diyabet hastalığı olanlarda kilolu, hareketsiz yaşam süren insanlarda gözlemlediğimiz bir durum. Gizli şeker, diyabet hastalığının bir ön aşamasıdır. Yani gizli şekeri olan insanlar, diyabet hastalığı adaylarıdır. Bu hastalar verilen diyetlere ve egzersizlere uymazlarsa ilerleyen süreçlerde şeker hastası olma ihtimali yüksektir. Bu nedenle gizli şeker oldukça önemlidir. Zira şekerin bu aşamada kontrol altına alınma ihtimali bulunmaktadır. Yani kişiler gerekli birtakım hayat değişiklikleri ile gizli şekerlerini kontrol altına alabilmekte ve diyabet hastası olma riskinden kurtulabilmektedir. Bu nedenle gizli şeker hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir. Yani gizli şekerde; kişinin kandaki şeker oranı yüksektir ancak bu yükseklik şeker hastalığı seviyesinde değildir. Öyle ki yapılan araştırmalar gizli şekerin kontrol altına alınmadığı takdirde 10 yıl içinde tip 2 diyabet hastalığına evirildiğini ortaya koymuştur” dedi.
‘ŞEKERİN TEŞHİS EDİLMESİNDEN SONRA GEREKLİ TEDAVİNİN YAPILMASI HAYATİDİR’
Gizli şekerin hayat tarzındaki birtakım değişiklikler ile kontrol altına alınmasının mümkün olduğunu belirten Tınaztepe’li Dahiliye Uzmanı, “Gizli şekerin teşhis edilmesinden sonra gerekli tedavinin yapılması hayatidir. Zira aksi halde kişide Tip-2 diyabet hastalığının meydana gelme ihtimali oldukça yüksektir. Bu nedenle gizli şeker belirtilerini bilmek ve bunları yaşayan kişilerin hemen bir doktora başvurması oldukça önemlidir. Gizli şeker hastalığı, Tip-2 diyabetin bir ön aşaması olduğundan iki hastalığın da belirtileri de oldukça benzerdir. Gizli şeker hastalığının belirtileri genel olarak; Kiloda artış, açlığa tahammülsüzlük, acıktığında el ve ayaklarda titreme, sık sık acıkma, çok yeme isteği, ani gelen öfke ve sinir atakları, kan basıncında artış, sık sık yorgun hissetme, uyku sorunları, odaklanma problemi, ciltte renk değişimi” ifadelerini kullandı.