FARKI VE FARKLILIKLARI ANLAYABİLMEK

Konuşmak, tartışmak, fikirlerini açıklamak, ilçemiz ve ülkemiz sorunlarına çare aramak, bu çareleri ararken taraf olmak, üretilmiş çarelere alternatif çareler üretmek, Sevmek, sevmemek, kabul etmek, ret etmek Vb. Hepside saygı ile karşılanacak davranışlardır.
Ancak; bu eylemlerimizi, tüm canlılardan farklı yaratılmış olduğumuzun, daha doğrusu insan olduğumuzun bilinciyle yapmaya çalışırken, içimizden pek çoğumuz, aslımızı unutarak hareket ettiğimizin bilincinde olmuyoruz, olamıyoruz veya haksız çıkarlarımıza uygun hareket ediyoruz.
Toplum içerisinde bazılarımız, gücün ya paradan ya da havadan alındığını, eğer paran ve havan var ise her türlü güce sahipsin ve her makamı alırsın hastalığından kendilerini kurtarabilmiş değillerdir.
Bu türden insanlar, kendilerince, İnsanlığa üstün değerleri kazandırdığına inandıkları Siyasi ve Kurumsal mevkileri de ağızlarına yüzlerine bulaştırır, rezil hallerini ve perişan geleceklerini göremezler.
Bu tipler dolanır dolanır, zurnanın son deliği olamadan silinir giderler.
Her zaman, Rahmetli Eğitmen babamın bir sözünü hatırlarım. Yazılarımda da sık sık yazarım. “Oğlum kıç..daki, öz döveri göremeyenler elin gözünde saman çöpü ararlar” derdi.
Allah o’nun ve Tüm ölmüşlerimizin, ruhlarını şad, mekânlarını Cennet etsin inşallah!
Bu misale uygun çevremizde o kadar çok insan var ki bunlar bitmez tükenmezler.
Bu insanlar, bilerek bu yola girmişlerdir. Ayrılıkçı zihniyetlerinden ve Nefislerini tatmin hırslarından bir türlü vazgeçmezler.
Türk–Kürt, Alevi –Sünni, Sağ-sol vb. Ayrımcılığının mimarları da bu tür insanlardır.
Yaşamı, sadece kendilerinin geleceği zannederler ve her yerde sadece kendilerinin olabileceklerini hayal ederler.
Kıskançlıklarının ve nefsani duygularının yüklediği hırsla battıklarının farkında olamazlar. Sözün gelişi, “Üç beş kuruşluk” göstermeliklerle değer kazanacaklarını zannederler. Hallerini göremezler ki, bakıp ibret alsınlar.
İnsanlık, tarihi boyunca bu zihniyetlerle sürekli mücadele etmiştir. “Hak ile batılın savaşı” Dedikleri tamda budur, ancak her aklına gelen bu sözü de nefsani arzularını gerçekleştirmek için hiç ağızlarından düşürmezler.
Yüz yıl Yaşamış, yaylardan hiç aşağı inmemiş, mektep medrese görmemiş, Atalarımız ne güzel söylemişler “Yalan ve gösterişler gürültülü, hakikat ve samimiyet sessizdir. Yıldırımlar gök gürültüsünden önce hedefe varır”
Amerika Kıta’sına giderseniz, çoğu girdiğiniz yerde Kızılderili Atasözü okur görürsünüz. Halkının çoğunluğu, teknoloji cellatları Kovboylar ile katlettikleri Kıta yerlilerinin sözlerinden ilham almaktadırlar.
Şeytan bunun neresinde.
Bazılarımızda,
Yokluktan, acizlikten, korkudan, yukarıda saydığımız tiplemelere yakın olmaya onların istedikleri doğrultuda hareket etmeye çalışırlar. Bunlara da “Ne yapsın zavallılar” der geçeriz. Bu zavallılar için kesin bir durak yoktur.
Kullanılıp atıldığını, kendisine itibar edilmediğini, bağırır bazıları. Çıkış yolu ararlar. Ama onlar tamamen unutulmuşlardır.
Zaten onlar kend,i kendilerini unutturmuşlardır. “İnsan ne ederse kendine eder”
İnsan olduğunun, farklı yaratıldığının bilincinde olanlar her zaman sıkıntı yaratırlar.
Sistemin çarkları onlara takıldığında “Pişmiş aşa soğuk su katmış” olurlar ve hiç olmadık zamanlarda sömürenlerin hayallerini alt üst ederler. Sömüren cellatlar ölümcül ağlarına takılırsan, takıldıklarını bile bile ölüme giden idaalist insanlık abideledirler.
Onlar saygınlıklarını ve sevgilerini insanlık ölçüleri içinde sergilerler ve umulmadık derecede yıkılmayan çelik gibi bir irade ile güce sahiptirler.
Yukarıda anlatmaya çalıştığımız tipler çıldırıncaya kadar, kendilerine muhatap kabul etmezler ve “İt ürür kervan yürür” derler.
Her türlü rant için siyaseti ve kurumlarımızı kullanmak isteyenler ile İlçemizin menfaatleri için siyaset yapanları ayıklamanın tek yolu, onların önlerini açıp konuşturmak ve eylemlerini gözlemlemektir.
Biz gözlemlerimizi dillendiriyor yazıya döküyoruz ve halkımızla da paylaşıyoruz. Nasip olur Allah ömür verirse daha çok şeyler paylaşıp bütün ezberleri bozmak için çalışacağız.
MEVLANA “Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakilerin anlayabildiği kadardır” demişse de, biz yine de bildiklerimizi, yaptığımız yanlışları da medeni cesaretimiz ve Erdemli bir duruşumuzla, söylemeye ve söylediklerimizi defalarca bu köşemizden yazarak doğru anlaşılmasına gayret edeceğiz. 16.04.2022
HOŞÇA KALINIZ
