HALKIN RUH VE VİCDANI
Son Yıllarda, Yerel, Ulusal, yazılı ve görsel basın, Sosyal Medya Vs. Haber alma kanalları o kadar çoğaldı ki; Halkın çok büyük bir kesimi, kimi nasıl takip edeceğine, kime inanacağına şaşırmış durumdadır.
Maalesef,
Milletimizin çoğunluğu, bölgesinde, Ülkesinde ve Dünya’da olan bitenlerden haberdar olmak için rahat ulaşabileceği, zihniyetine, siyasi düşüncesine en yakın olan haber kanallarını takip etmek ve onlara inanmak zorunda bırakılmışlardır.
Mevcut ve yitirdiğimiz Milli ve Manevi değerlerimize bağlı kalarak, özgür bir iradeyle, bağımsız ve bağlantısız olarak, çok az da olsa tarihimizin 300 yılında yaşanan savaşları ve siyasi olayları değerlendirdiğimizde,
*Osmanlının her alanda zayıf düşürüldüğü, son 200 yıllık dönemin de, Anadolu’yu baştanbaşa saran misyonerler marifetiyle, Müslüman Türk, Müslüman ve Gayrimüslim halkın gelenek ve inanç birlikteliğinin azaltılması, yerine Arabesk ve Alafranga kültürünün hakim kılınmasına göz yumulması veya görülememesi,
*Hanedan ve Bürokrasisinin çoğumluğunun,
Avrupa kültürünün etkisinde kalarak aldıkları eğitimin sonucu, Milli ve manevi değerlerden, halkın ruh ve vicdanından uzaklaşması,
*Osmanlı Ordusunun zayıflaması cephelerde yenilgiye uğraması ve caydırıcılığının azalması,
*Bilim ve Teknolojide Dünyanın gerisinde kalması Vb.
İmparatorluğun yıkılışına kadar giden süreçte birçok daha önemli nedenler sayabiliriz.
*Yok oluş noktasında, Milli mücadele vererek kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti devletinin lider caydırıcılığı ile Anadolu halkının yeniden kendi değerlerini yakalama çalışmaları…
*Liderden sonra güç ve irade zayıflığının her kesim ve zihniyet tarafından suiistimal edilerek, Ülke yönetimlerinde, yeniden kapıkulu zihniyetlerinin ağırlık kazanması…
*Halkımız için yapılmak istenen her şeyde, Emperyal güçlerin bir oyunu olan “Sözde” Evrensel değerlerin aranması, Milli Kültürümüz ve Manevi değerlerimizin göz ardı edilmesi…
*Milletimizin yetiştirdiği değerlerin sadece zikri yönü alınıp zamanla magazinleştirilmesi ve Tefekkür’ün unutturulması, Tefekkürle uğraşanların bir şekilde saf dışına itilmesi…
*Toplumun eğitilmesi için gerekli her türlü girişimin engellenip, yozlaşmış halk çoğunlukları oluşturmak için tüm yenilik ve kalkınmanın sözde şehirlerden başlaması ve şehirlerin yoğun göçlerle gecekondu kentleri haline dönüştürülmesi,
*Ustaca kullanılan dünya varlıkları ile nefislerin, iradeyi esir almasını sağlayıp, Milletin kamplara bölünmesi ve halk çoğunluğunun beyniyle değil midesiyle düşünmesinin sağlanması,
*Özellikle Anadolu insanı içinden seçilen, Siyonizme ve emperyalizme hizmet edebilecek karakterlerin bulunup yetiştirilip devletin belli kademelerine yerleştirilmesi…
*Toplumu etkileyecek kitle iletişim araçlarını yetiştirdikleri bu karakterlere teslim ederek, Toplumun yozlaştırılmasının önünün açılması…
*Toplumda gerçek idealist düşüncelere sahip olan kişi ve gurupları, fitne marifetiyle, birbirleriyle kavga ettirilmesi,
*Açlığa ve tokluğa hükmeden güçlerin birlikte hareket ederek, dünya halklarını çıkar çatışmaları içine iterek birleşmelerinin önüne geçilmesi…
Bana göre bu ana başlıklar, halkın çıkarları düşünülerek, Cumhuriyetimizin 100.Yılıyla birlikte değerlendirildiğinde ve yorumlandığında, sözde muhalefet ettiğini söyleyen malum kuruluşlar ve zihniyetler, İradenin, nefsin emrinde olduğu şu günlerde, Yerel, Ulusal basın ve Sosyal Medyada, Anadolu halkına, “Çağdaşlığın gereği isteyen istediğini özgürce yapsın.” Mesajı vermekte ve verdirmektedirler.
Günümüzde, belli zihniyetler sinsi bir Cumhuriyet düşmanlığını toplum içinde canlı tutmaya çalışırken, bazı zihniyetlerde Atatürk’ü ve Cumhuriyet’i suiistimal etmektedirler.
Yıllardır, geniş halk kesimlerini arkasına alan bu Millet ve Cumhuriyet düşmanı zihniyetler,
Anadolu toplumunu bir arada tutan, içinde Milli ve Manevi değerlerini barındıran gelenekleri, ya “İslamiyet’e uymamaktadır” diyerek Arabesk’e kurban etmişler, ya da“Çağdışıdır” diyerek Alafranga’ya teslim etmişlerdir.
Tarihte,
Müslüman Türk Milletinin ve Anadolu halkının yükselip gelişmesinden, duyulan korkunun, bu günde neler yaptırabileceğini ben çok iyi görebiliyorum. Müslüman Türk Milletinin ve Anadolu halkının, 20. ve 21.Yüzyıllardaki en büyük gücü Cumhuriyettir. Elimizdeki Cumhuriyet Eleği’nin Kalbura dönüşmemesi için topyekün bir halk uyanışına ihtiyaç duyulmaktadır.
İlçemizin değerli Basın Emekçilerinin ve çok kıymetli Makale yazarı dostlarımın, bu acı gerçekleri çok iyi gördüklerinden eminim.
Eminim ki; Bu gün ilçemizde
“Basın Birliği” oluşumuna ve İlçemizin yaklaşık 40 yılında çok büyük emeği olan “BÜYÜK TORBALI GAZETESİ” isminin altında birleşmeyi kabul etmişlerdir.
Fikir sahibi kardeşlerime teşekkür ediyorum.
Cumhuriyetimizin 100.Yılını kutladığımız şu günlerde, İlçemizin, tüm seçkin ve değerli Basın Emekçileri ile Akil insanlarının birlikteliğini, Halkımıza doğruların anlatılması ve geleceğimiz adına çok anlamlı buluyorum.
Tüm toplumumuzun, bunları görebilmesi için biraz zaman geçecektir ama mutlaka göreceklerdir.
Bu gün ülkeyi yönetenlerin, iç ve dış tehlikeleri görerek hazırladıkları stratejilere, bizler gerçek bir Müslüman gözüyle, Milli gözlükle bakarak özgür irademizle değerlendirmeliyiz ve Devletine baba diyen, Toprağına Ana diyen Türk Milletinin, “Ana”doluHalkının Ruh ve Vicdanını çok iyi görebilmeliyiz.
Büyük önder, Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN,
Şu tarihi sözünü unutmayalım ve her zaman hatırlayalım.
“Başarıya varmak için, Aydın sınıfla Halkın, zihniyet ve hedefi arasında tabii bir uygunluk olması lâzımdır. Yani aydın sınıfın halka aşılayacağı Mefkureler, halkın ruh ve vicdanından alınmış olmalıdır“
Cumhuriyetimizin 100.Yılı,
İlçe Halkımıza ve Milletimize,
Kutlu ve umut dolu olsun…
HOŞÇA KALINIZ