Milletin kararını doğru okuyalım
Yerel seçimleri geride bıraktık.
Öncelikle, Torbalı’da birinci parti olan CHP’yi ve Belediye Başkanı seçilen Sayın Övünç Demir‘i kutluyorum. CHP’ye gönül veren, oy veren, partilerinin başarısı için ter döken herkesin sevinmek en doğal hakkı. Onları da tebrik ediyorum.
Bir tebriğim ve teşekkürüm de AK Parti adayı Sayın Özgür Erman Çağlar‘a olacak. Güzel ve pozitif bir çalışma yürüttü, kimseye sataşmadan yapacaklarını anlattı. Seçimin sonucunda kaybetmesine rağmen rakibini tebrik etmesini bildi. Seçimi kazanan Sayın Övünç Demir’e tebrik mesajı yayınladı. “Milletimizin tercihine ve kararına saygılıyız. Hiç kimsenin milletin sözü, kararı üzerine ilave bir söz söyleme hakkı yoktur” ifadelerini kullandı. Yakışan budur, demokrasi budur.
Torbalı’daki seçimin sonucu, ilçe özeliyle açıklanabilecek bir durum değildir. Bu açıkça ortadadır.
AK Parti, tarihinde ilk defa Türkiye genelinde ikinci parti durumuna düştü. Adıyaman’dan Afyon’a, Denizli’den Keçiören’e, Beykoz’dan Bursa’ya, Balıkesir’den Şanlıurfa’ya kadar kalelerini kaybetti. Böyle bir durumda, böyle bir tabloda Torbalı’nın kazanılmamış olmasına diyecek hiçbir söz yok. İzmir’de elindeki Kiraz’ı, Bayındır’ı, Bergama’yı, Kınık’ı kaybediyorsan, küçük Erzurum denilen Kemalpaşa’yı alamıyorsan, Torbalı’yı nasıl alacaksın, olmadı nefesin yetmedi.
Bir kere şunu özellikle belirtmek isterim. Özgür Erman Çağlar en doğru adaydı. AK Parti, Torbalı’da başka bir adayla bu oy oranına ulaşamayabilirdi. Sonuçta yüzde 40.30 oy oranına ulaşıyor, Türkiye genelindeki ortalamadan 5 puan fazla oy alıyorsun, bu çok önemlidir.
Geçtiğimiz son Cumhurbaşkanlığı seçiminde Torbalı’da Recep Tayyip Erdoğan yüzde 40 oy almıştı. Özgür Erman Çağlar bu oy oranını korudu. Korudu ama dışarıdan şahsına aldığı oylar, bu oy oranından sandığa gitmeyen seçmenin yarattığı boşluğu doldurmaya anca yetti.
Evet, Torbalı’da AK Parti ve Özgür Erman Çağlar seçimi kendi seçmeninin ciddi bir kısmının sandığa gitmemesi nedeniyle kaybetti. Türkiye’nin birçok şehrinde de bu böyle oldu. Katılım çok düştü, seçime katılmayan seçmenin yüzde 90’a yakını AK Parti seçmeni olduğu sonuçlar belli olunca anlaşıldı.
Bana göre seçim sonucunu belirleyen dört kesim var. Bunlardan birincisi, sandığa gitmeyen AK Partililer. İkincisi, emekliler. Üçüncüsü, yeni oy verme hakkı kazanan gençler. Dördüncüsü ise DEM ve İyi Parti seçmeninin bir kısmı. Birinci, ikinci ve dördüncü kesimler ağırlıklı olarak CHP’ye yöneldi. Üçüncü kesim tuzu biberi oldu. Oylanan Sayın Erdoğan olmadığından, sandığa gitmeyen kesim tepkisini rahatça gösterme imkanı buldu. Aksi halde sandığa muhakkak giderlerdi. Ekonomideki sorunlardan en çok etkilenen emekliler, asgari ücretliler ve dar gelirlilerin sandıktaki tepkisi bu şekilde oldu.
Bugün siyasi tahlillerine güvendiğim bir büyüğümü aradım, yorumlarını istedim.
Yorumu oldukça netti.
CHP, Afyon Kütahya ve Uşak’ı en son büyük taaruzda almıştı. Kastamonu dediğin yerde, ‘Efendiler bu şapkadır’ denildiğinden beri ilk defa CHP adına bir şey oldu. Balıkesir’i çok partili hayata geçildiğinden beri ilk kez CHP aldı. Bu bir tsunamiydi. AK Parti bunun geldiğini gördü, ama kaçacak yeri yoktu. Kaderine razı olmak durumundaydı. AK Parti Hükümeti, zor ama güçlü bir tercih yaptı, ekonomi konusunda disiplinini bozmadı. AK Parti Hükümeti, 4 yılda ekonomik rahatlamayı ve reformları gerçekleştirirse, ekonomi konusunda taviz vermezse, 2028’e kendi seçmeninin de diğer seçmenin de desteğini alıp en güçlü şekilde girebilir. Bunun böyle olup olmaması AK Parti’ye bağlı.
Evet, değerli okurlar.
Sandık sonuçları gösteriyor ki, AK Parti seçmeni sandığa gitmemiş. Sandığa gitmemiş ve dolayısıyla AK Parti’den başkasına da oy vermemiş.
AK Parti seçmeni sadece küs. Ama Sayın Erdoğan’a sadıklar, başka partiye de geçmediler, bunu iyi okumak gerek.
Bu seçmenler için Sayın Erdoğan varsa başka lider yok, ama Sayın Erdoğa’’ın olmadığı her senaryoda bu seçmen kaybedilebilir.
Bir sonraki seçimlerde bu kritik bir durum olacak. Ekonomi ve yaşam koşulları bir sonraki seçimde iyi olmaz, Erdoğan da aday olmaz ise, işaret ettiği aday aynı seçmeni yakalayamaz.
Muhalefet de sandıktan çıkan sonucun kendi başarısından çok tepki oyları olduğunu bilir ve buna göre hareket ederse, başarılı belediyecilik yaparsa genel siyasette iddialı hale gelir. Bunu yapamazsa 1994 benzeri bir sonuçla karşılaşması kaçınılmaz.
Bakınız, unutmayalım.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 10 ay önce 25.504.552 oy olarak %47 ile hezimet yaşarken, Sayın Özgür Özel’in Genel Başkanı olduğu CHP 10 ay sonra 17. 385.867 oy alarak %37 ile zafer kazandı. Siyasette bazen yüksek oy oranıyla kaybedersiniz, bazen de düşük oy oranıyla kazanırsınız.
CHP, birinci parti olmasına güvenip eski laikçi kafaya girmezse, aldığı belediyelerde iyi hizmet verir ve yolsuzluk batağına düşmezse, önümüzdeki yıllarda Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda iç çatışma içine girmezse 2028’de iddialı olur. Aksi, CHP için hüsran olur.
Torbalı’da Övünç Demir’in nasıl bir Belediye Başkanlığı yapacağını dikkatle izleyeceğiz.
Üstten bakışcı bir tehdit dili kullanmayacağını, negatif söylemlerden uzak durup bu söylemlerin sahipleri ile yol arkadaşlığını sorgulayacağını düşünüyorum. Toplumu ayrıştırmadan, kibirden uzak durarak, vatandaşların tüm kesimleriyle istişare içerisinde kalarak, aynı gemide olduğumuzu unutmayarak, sadece kendisine oy verenlerin değil herkesin Belediye Başkanı olduğunu idrak ederek çalışırsa başarılı olacaktır.
Torbalı’nın bir sakini, bu ilçede yaşayan bir birey olarak başarılı olmasını arzu ediyorum. Torbalı’ya değer katacak projeler üretmesini ve insanımıza hizmet etmesini diliyorum.
Yeni dönem hayırlı olsun. Tekrardan başarılar diliyorum.