Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam
Gazete Torbalı

İLÇEM VE ANADOLUM

İLÇEM VE ANADOLUM

1950 Yılından sonra Ülkemizde oluşturulan yeni konjonktür’ün,1960 ihtilalinden sonra, Milletin değerlerine hassasiyeti olan, bazı çevrelerin ideolojik anlamda yeniden dizayn edilmesi, Üniversite gençliğinin, o günün dünya konjonktürüne göre, sağ ve sol cenahta, Ülkücü ve Devrimci olarak nitelendirilmesi, eğitilmesi ve günümüze kadar sürdürülmesi ülkemizin ve Anadolu halkının bir gerçeğidir.

Solun,

Çok ayrıştırılması, Millet çoğunluğunun ruh ve vicdanından Uzak olması çok marjinal kalmasına neden olmuş,

Sağın,

Çok geniş yelpazede, Millet çoğunluğunun ruh ve vicdanına uygun fikirler üretmesi, Anadolu üzerinde proje üreten Emperyal güçlerin, etkili bir şekilde sağ denen ideolojiler üzerinden yıllarca, Ekonomik, Siyasi ve Kültürel çalışmalarını artırmışlardır.

Anadolu halkının ve Milletimizin Milli hassasiyetlerine yakın düşüncelerin 1960’dan sonra ağılıklı olarak sağ cenahta toplanması,

Ülkemizde,

2.Dünya savaşından sonrası dünya konjonktürüne uygun olarak, ABD, Avrupa ve NATO yanında yer almamızdan dolayı, Kültürel ve Siyasi büyük değişimler olmuştur.  

Ülkücü Hareketin, siyasi kurucu lideri Merhum Alparslan TÜRKEŞ’İN Millet Partisine Genel Başkan olması ve Partinin isminin MHP Olarak değiştirilmesi, Üniversitelerde, Sovyetler Birliği ve Çin ithali sol ve Devrimci ideolojilerin karşısında  Ülkücü Derneklerinin, Taşrada ise Öncelikle Genç Ülkücüler kuruluşlarının oluşturulması, Milli değerlerine hassasiyeti olan halkın ve Gençliğin adresi haline gelmesi sağlanmıştır.

1969’dan beri, aslında 1940’lı yıllarda temelleri atılan Türkçülük ve Turancılık fikirlerinin temelini oluşturduğu bir ideolojinin ve Sol’a karşı oluşturulan gücün bugünlere kadar gelen temsilcisi, her ne kadar bölünmeler olsada, Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük Birlik Partisi ve Ülkü Ocakları ile Alperen Ocakları olmuştur. Bunun yanında, Türk Ocakları, Milli Türk Talabe Birliği vb. Kuruluşlarıda sağ cenahta sayabiliriz.

Aşırı sağ olarak adlandırılan bu kuruluşlar ve oluşumlar, Dünyada ve Birleşmiş Milletler gibi büyük siyasi  ve Mali Kuruluşlarda söz sahibi olan Emperyal büyük devletler,  değişik baskılar ve politikalarla, ülkemezde marjinal kalmaları ve yapılabildiği ölçüde terörize edilmeleri için iç politikamız dizayn edilmeye çalışılmıştır.

Anadolu halkının çeşitliliği, etnik, kültürel ve inanç farklılıkları istismar edilerek çatışma alanları açılmış ve Emperyal güçlerin müdahale ve istismar alanları genişletilmiştir.

Bilinçli olarak, kırsal kesimden şehirlere göçler teşvik edilmiş, Eğitimde tedrisat değişiklikleri Milli ve Anadolu kültürüne aykırı olarak yapılmış, Ekonomik sistemler Anadolu halkının yüzlerce yıllık çalışma ve üretim kültürüne aykırı bir biçimde oluşturulmuş, Kırsal kesim yeni çağların gelişmelerine uzak tutulmuş, şehirlerimiz plansız ve programsız bir şekilde büyümeye terk edilmiştir. Anadolu halkı çok hızlı bir yozlaşmaya ve kültür erozyonuna uğratılmıştır.

Anadolu tarihi incelendiğinde, zaman zaman iç ihanetler ve onları kullanarak dış müdahalelerle başımız çok ciddi şekilde ağrımıştır.

Tabi başı her şekilde ağrıyan Anadolu halkı olmuşsada, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başıda belalardan kurtulamamıştır.

Etnik grupların ihanetleri olduğu kadar, yönetenlerin gaflet ve dalaletleri çok daha ağır olmuştur.

Ne zaman kendimize geliyoruz diyerek umutlarımız artsa, Mutlaka bir cehalet ve ihanet ile karşılaşmış, karşılaşıyoruz.

1960 sonrası umutlanmalar,

1970’li yılların iç savaş senaryoları, 1980’li yılların, cehaleti ve namseverliği,

1990’lı yılların, terör ve hamaset dolu plânsız ve programsızlığı,

2000’li yılların yeni umutlara açılan yelkenler sonrası büyük hayal kırıklıkları ve ardından gelen istikrar,

2010’lu “At izinin İt izine” karıştığı yılların ardından,

*Kör, topal yürümeye ve yol bulmaya çalıştığımız,

*Milli ve Manevi Reflekslerimizin plânlı ve bilinçli bir şekilde iç ve dış ihanetlerle yok edilmesini gözlediğimiz,

*Dış göçler ve sığınmacılarla demografik yapımızın bozulma endişesi ile geçen yılları,

Milletin çoğunluğuna,

Hamaset dolu söylem ve eylemleri ile tüm yaşanan olumsuzlukları, unutturmak için, bilinçli yada bilinçsiz, sözde, Devleti yönetenler ve Aydın kesim adına, TV’lerde ve sosyal medyada boy gösterenlerin, halkı manipüle etme çabaları ile yaşamak zorunda kaldığımız günleri yaşıyoruz.

Aynı şeyleri hiç abartmıyorum güzel ilçemiz Torbalımızda da yaşamak zorunda kalıyoruz.

İlçem ve Anadolum’da,

“Milletimiz ve Halkımız birlik olmalı,

Belediyemiz ve Hükümetimiz, Devletimiz’in ağırlığını hissettirmeli,

Yöneticilerimiz, Dostu-Düşmanı çok iyi tanımalıki;

Arzuladığımız günlere ve yıllara İlçem ve Anadolum’da kavuşabilmeliyiz.

18 Temmuz 2024

HOŞÇA KALINIZ

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ