Minik Ege davasında yeni gelişme
Torbalı’da 2 yıl önce girdiği göz ameliyatında oksijen yerine azot verildiği için beyninde ağır hasar oluşan Ege Avcı (7), yaşam mücadelesi veriyor. Konuyla ilgili açılan davanın ikinci duruşmasına katılmayan sanıklar için zorla getirilme kararı verilirken, sorumluların ceza almasını isteyen anne İpek Yeşilçam, “İnsanlar mahkemelere gelmeyerek, ifade vermeyerek süreci uzatıyor” dedi
Torbalı’da yaşayan İpek Yeşilçam ve Ünal Avcı’nın ikinci çocukları Ege Avcı (7), tek gözünde şaşılık şikayetiyle 12 Aralık 2018’de bir hastanede ameliyata alındı. Göz ameliyatı sırasında 19 dakika boyunca oksijen yerine azot verilmesi sonrası solunumu ve kalbi duran Ege, buradan hemen Ege Üniversitesi Hastanesine sevk edildi. 26 gün yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren Ege’ye serebralpalsi (beyin felci) teşhisi konuldu, ailesi konuyla ilgili hukuk mücadelesi başlattı. Torbalı Asliye Ceza Mahkemesinin 18 Aralık 2020’de görülen ikinci duruşmasına sanıklar doktor G.G., anestezi teknikeri S.A., hemşire A.Ö., biyomedikal teknikeri F.G., hastanedeki cihazı yanlış bağladıkları iddia edilen firmanın yetkilileri F.K., A.Y., S.Y., F.Y. ve avukatları katılmadı. Mahkeme heyeti, sanıkların bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesine karar verdi. Anne İpek Yeşilçam, sanıkların mahkemeye gelmeyerek süreci uzattığını, sorumluların cezalandırılmasını istediğini dile getirdi.
Yüzde 100 engelli kaldı
Yaşadıkları süreci anlatan İpek Yeşilçam, şunları söyledi: “Ege’nin tek gözünde kayma vardı. 3,5 yaşında tedaviye başladık. Tek göz kapatma, gözlük kullanma tedavileri uygulandı. Bu süreçten sonra ameliyat gerekti. 10 Aralık 2018 günü ameliyat günü verildi. Ameliyatın yaklaşık 1,5 saat süreceği söylendi ama doktorumuz, anestezi uzmanı ve başhekim 50 dakika sonra ameliyathaneden çıktı. Yüzleri asıktı. Ameliyat sırasında Ege’nin solunumunun durduğunu ama çalıştırdıklarını, ambulansın aşağıda beklediğini söylediler. Apar topar Ege Üniversitesi Hastanesine gittik. Ege, 26 gün yoğun bakımda yattı. Beynine oksijen gitmediğinden ötürü beyninde ödem oluştu. Beynin ağır hasarlı olduğunu söylediler. Serebral palsi ve epilepsi teşhisi konuldu. Beyninde ağır hasar oluşmuş. Hafta sonu hastanede yapılan bakım sırasında oksijen ve azot bağlantıları karıştığı için anestezi sırasında çocuğa oksijen verileceğine azot verilmiş. Biz bunu daha sonra doktorlardan öğrendik. Bu sebeple beyin oksijensiz kalmış ve Ege şu anda yüzde 100 ağır engelli durumda.”
Zorla getirilme kararı verildi
Mahkeme sürecinin devam ettiğini belirten Yeşilçam, ilk duruşmaya iki tarafın avukatları ve karşı taraftan anestezi teknikerinin katıldığını ancak diğer sanıkların katılmadığını ifade etti. 18 Aralık 2020 günü ikinci duruşmanın görüldüğünü kaydeden Yeşilçam, bu duruşmaya sadece kendisinin katıldığını söyledi. Yeşilçam, “Karşı taraftan avukat dahil hiç kimse katılmadı. Tekrardan ifadem okundu, yeniden ifade verdim ve tekrar şikâyetimi yeniledim. Birkaç sağlık çalışanı gelemeyeceğini belirterek yazılı şekilde özürlerini iletti. Sanıklar hakkında mahkemeye zorla getirilme kararı çıkartıldı. Bir sonraki duruşma 6 Nisan’da görülecek. İnsanlar mahkemelere gelmeyerek, ifade vermeyerek süreci uzatıyor” diye konuştu.
“Sorumluların cezalarını almasını istiyoruz”
“Sorumluların cezalarını almasını istiyoruz” diyen Yeşilçam, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz aile olarak çok yıprandık. Ege sağlıklı bir çocuktu, kronik bir rahatsızlığı yoktu. Çocuğum anaokuluna gidiyordu. Hayatımızda bir anda her şey alt üst oldu. İki senelik süreçte çok fazla masraf yaptık ve yardım kampanyaları düzenledik. Tek başımıza mücadele veriyoruz. Tazminat sürecinin bir an önce tamamlanmasını istiyoruz. İnsanların duyarlı olup duruşmaya katılmasını istiyoruz. Bu olay olduğundan beri şüpheli sıfatında olan hiç kimse bizi aramadı, ‘üzgünüz’ demedi.”
“Abisi hepimizden çok etkilendi”
Ege’nin kendinden 14 ay büyük bir abisi olduğunu, bu süreçte onun da yıprandığını kaydeden Yeşilçam, “Onlar ikiz gibi büyüdü. Abisi bir anda yalnız kaldı. Biz zaten Ege’nin babasıyla ayrıyız. Ben bu süreçte gerçekten psikolojik olarak sıkıntılar yaşıyorum ve herhangi bir tedavi görmüyor, herhangi bir destek almıyorum. Abisi haftanın belli günleri babasında, anneannesinde ya da bende. O daha 8 yaşında, hepimizden fazla etkilendi. Bu süreçte abisinin de şikayetçi olma durumu var. Abisi ile arasındaki iletişim koptu, bizi en çok bu üzdü. Bunun için bile sorumlular. Sadece Ege’nin hayatı değil başka bir çocuğun daha hayatıydı. Hepimizin hayatıydı. Ben çalışamıyorum çünkü Ege ile ilgilenmek zorundayım. Benim artık gelecek hayalim yok” diye konuştu.