276 Milyar TL Nerede?

Yerel seçim döneminde hatırlanacağı gibi CHP’de para sayma görüntüleri basına sızmıştı. Bu görüntüler üzerine adli makamlar inceleme başlatmış ve yargı süreci başlatılmıştı.

Bugün de para sayma görüntüleri ve “Kent Uzlaşısı” soruşturmaları kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında olduğu 106 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi.

İddialar vahim!

İmamoğlu’nun gözaltına alındığı yolsuzluk ve terör operasyonunda bahse konu paranın 276 Milyar TL olduğu iddia ediliyor. Özellikle İBB’nin Medya A.Ş ve Kültür A.Ş şirketlerinin ihaleleri mercek altında. Yapılan incelemelerde bazı kişilerin yurtdışına kaçtığı da tespit edilmiş durumda.

CHP’liler ise olayı siyasi bir boyuta çekip, “Cumhurbaşkanlığı seçimi” ile ilişkilendirmeye çalışıyorlar ama alakası yok! Zaten İmamoğlu’nun seçime 3 yıl kala kendini aday ilan etmesi, bu kadar acele etmesinin de sebebi buydu. Tek başına önseçim yapmasının başka bir izahı var mı?

Konunun buralara geleceğini İmamoğlu da biliyordu, CHP’li yöneticiler de! O yüzden acele ettiler. O yüzden kendini aday ilan etti. Olur da açığa çıkarsa halkın desteğini alalım dediler.

Bugün de yapmaya çalıştıkları şey o! Sosyal medyada Atatürk’lü paylaşımlar yaparak, gençleri etkilemeye çalışıyorlar. 1990’lı yılların Türkiye’sinde terör örgütlerinin gençleri silahlı sokak mücadelelerine davet etmek için kullandıkları “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları ile kaos yaratmak istiyorlar.

Aynı sloganı CHP Torbalı İlçe Örgütü ve Belediye Başkanı Övünç Demir de kullanıyor!

Yetmedi, fotoğraf çektirmek için İstanbula’a da gitti. O da yetmedi sosyal medyada Atatürk paylaşımı yaptı. Herşeyi yapın, sıkışınca da Atatürk paylaşımı yapıp kendinizi kurtarmaya çalışın!

Her zaman söylüyorum; CHP’liler Atatürk’ü “siyasi istismar” ve “maske” olarak kullanıyorlar. Özellikle sıkıştıkları yerlerde gençleri “Atatürk” ile kandırmaya çalışıyorlar. O yüzden gençlerimiz bu tür paylaşımlara itibar etmesin! Atatürk, hiç kimsenin yolsuzluğunu, suçunu, örtmek zorunda değil…

Herkes kanun önünde hesabını versin, savunmasını yapsın, suçu varsa cezasını alır, yoksa zaten serbest kalır.

Diploma konusuna da gelirsek; dünyanın her yerinde sahtekarlık suçtur.

Eski Türkiye’de zengin çocukları üniversite sınavlarından geçemiyordu. Bu nedenle de dershaneden bozma okulları üniversite yapıp, yoksul çocukların 500 puanla giremediği bölümlere, zengin çocuklarını 200 puanla alıp, para ile diploma veriyorlardı.

Tabi o üniversitelerin Türkiye’de hiçbir geçerliliği olmadığı için, bazıları daha çok para verip son yıl Türkiye’deki bazı üniversitelere “yatay geçiş” yapıyorlardı.

İmamoğlu’nun diploması da bu şekilde alındı. Söz konusu iddiaları önce Memleket Partisi gündeme taşıdı, inceleme yapıldı ve usulsüzlük tespit edilerek diploma iptal edildi.

Dünyanın her yerinde, herkes için “sahtecilik” suçtur. Fakir yapınca “suç”, zengin yapınca “hak” olmuyor!

Diplomanın sahte olduğunu, usulsüz bir şekilde alındığını onlar da bal gibi biliyorlar.

Sahte diploma olayını ve gözaltı kararlarını siyasi bir zemine çekip, hükümeti “zan altında” bırakmaya çalışıyorlar ama İmamoğlu, Erdoğan’a rakip bile olamaz! İmamoğlu’nun rakipleri şu an Mansur Yavaş, Özgür Özel ve Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bir şey arıyorsanız, kendi içinizde arayın!

20 yıldır Erdoğan’a “diplomayı nasıl aldın” diye soruyordunuz, bak gelip biricik adayınıza, gözbebeğinize diplomayı sordu diye kızıyorsunuz. 17/25’de deli gibi operasyonları alkışlıyordunuz, bak bugün ne güzel diyorsunuz “demokrasiye darbe” diye.

İmamoğlu’na atfedilen suçlamaların içi boş çıkarsa millet zaten doğru tepkisini verir. Rahat olun. Niye gerilim yapıp, milleti sokağa kaosa davet ediyorsunuz? Bu muhalefetten ne politik ahlak, ne de demokratlık namına öğrenecek bir şeyi yok kimsenin. Bir de gelip herkes kendileriyle aynı tepkiyi vermek zorundaymış gibi konuşuyorlar.