Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam
Gazete Torbalı

YÖNLER VE ROLLER DEĞİŞMELİ

YÖNLER VE ROLLER DEĞİŞMELİ

Birleşmiş milletler, NATO, Avrupa topluluğu, insan hakları, Demokrasi, Hukuk devleti, hak ve adalet…
Dünya yıllardır bunları konuşuyor…
“Medeni dünya” durmadan bu değerleri yerleştirmek ve vatandaşlarını yarın endişesinden uzaklaştırmak, sosyal yaşam şartlarını en üst seviyelere çıkartmak için koşuyor.
Biz de koşalım…
“Olmaz önce bağımsız olalım”
“Doğru söylüyorsun da bize teslim olun diyorlar”
“Sende teslim olma, önce kendi Milletinin ruhunu ve vicdanını iyi tanı”

Artık yönler ve roller değişmelidir.
Milletteki korkunun yerini hukuk almalıdır. Birileri istedi diye, emperyallerin keyfine göre Millet kendine yol çizmemelidir.
Mazlum da, zalim de hukukla, muhatab olmalıdır.
Anadolu, elinde parası ve silahı olanın ülkesi değil, aklı ve mantığı olan akillerin yönlendirdiği insanların ülkesi olmalıdır.
Halkımız, yazılmış senaryoların değil, kendi yazdığı senaryoların rollerini, hak edenlere verilip oynanmasını istemelidir. Olmaz demeyin, alışmak zorundayız, alışacağız.
Artık Millet kendi yolunu kendisi tayin etsin, zamanı çoktan geldi ve geçiyor. Acılar çekebiliriz, acıyı görmeden tatlının kıymeti bilinmez.
“Her nimetin bir külfeti vardır.”
Millet içinde ayrıcalıklar olabilir, Demokrasinin hukuk devletinin de gereği bu değilmidir.
Ancak; bu ayrıcalıklar, düşmanlığa artırmaya, her türlü olumsuzluğu körüklemeye malzeme olmamalıdır.
Milletimize yapılacak en büyük ihanet de bu değilmidir.
Değişim, yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya durmadan geliyor, yol alıyor.
İçinde gözyaşı, acı ve sefalet de olsa artık yola çıktı önünde hiçbir güç duramaz.
Halkımız tabanda yeterince bilgi sahibi olmuş ve olmaya da devam etmektedir.
Bu günlerde değişim ve dönüşümün mimarları ümitlerimizi yeşertmeye devam ediyorlar. Paniğe gerek yok. Zaman alacak ama sonunda mutlaka milli irade yüzde yüz gerçekleşecektir.
Hiçbir ülkede tabandan başlamayan değişimler zihniyetlerdeki ayrışmayı ve çatışmayı yok edemez. Yüz yıla yakın zamandır yukarıdan başlayan ve başlatılan yenilikler halkın ruhunda ve vidanında istenilen yeri bulamamıştır.
Ama, umutsuz olmamalıyız, aksine gelecek için neslimizin geleceği için umutlarla donanmalıyız,

Geri dönüp baktığımda 95 yıllık, kör topal da olsa, özgür ve huzurlu yaşamın içinde, Çanakkale de, İstiklal harbinde neslinin bu günleri için şehit olan dedelerimize yeterince layık olamadığımızı, çoğunlukla nefsimiz için mücadele verdiğimizi bu günkü geldiğimiz yer göstermektedir.

Günümüzün gençleri bir başka bakıyor düne, bugüne ve yarına…
Bizim için de geç değil, Allah rızası için geri dönelim arkamıza bakalım ve beceriksizliklerimize kılıf aramadan, müsebbiplerini aramak için zaman harcamadan, öğrenmek için gayret gösterip nefsimizi bir kenara iterek, zenginliklerimizin farkına varıp gençlerimizin önünü açalım ve hedefe ulaşmaları için onlara destek olalım.

Hz. Mevlânın şu sözlerini hatırlayalım ve hatırlatalım,
Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün lazım yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,
Dünle beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…
HOŞÇA KALINIZ!

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ