CHP, HALA FİREYİ ARIYOR

Belediye Başkanı İsmail Uygur’un vefatının ardından gerçekleşen başkanlık seçiminde CHP 3 fire vermişti. O dönem Deva Partisi İlçe Başkanı olarak görev yapan İlknur Demirtaş ile CHP’de yaşanan fotoğraf krizi sonrası partiden istifa ederek AK Parti’ye geçen Mustafa Akbıyık’ın o fireler arasında olduğu iddia edilmişti.

Ancak AK Parti’nin adayı Özgür Erman Çağlar’a oy veren 3.kişi ortaya çıkmadı.

Seçimi CHP’nin adayı Mithat Tekin kazandı ama CHP’deki cadı avı bitmedi. Üzerinden 3 ay geçmiş olmasına rağmen, CHP’li meclis üyeleri hala birbirlerine şüphe ile bakıyorlar.

Son olarak, belediyede uğradığı haksızlık sonucu partiden istifa eden meclis üyesi Mehmet Baykara’nın 3.fire olduğunu ortaya attılar.

Ancak o dönem ortaya çıkan fotoğraflarda açık bir şekilde görülüyor ki, Baykara oyunu CHP’nin adayı Mithat Tekin’e verdi.

Baykara ile seçimden sonra görüşüp fotoğraf olayını sorduğumda; “35 yıllık CHP’li olduğunu, ilk turda da, son turda fotoğraf çektiğini” açık açık söyledi. Öyle olmasa bir insan 35 yıl aynı partiye hizmet eder mi?

Baykara’nın oyu burada olduğuna göre, fire hala CHP’nin içinde…

Tabi burada Özgür Erman Çağlar faktörünü de yok saymayalım. O dönem izlediği strateji ile, verdiği adaylık kararı ile, gösterdiği duruş ile CHP’yi içinden çıkılmaz bir duruma soktu. Dürüstlüğü, kişiliği, duruşu ile CHP’yi bölüp, başkanlık seçiminde CHP’li meclis üyelerinin oyunu aldı.

CHP İl Başkanı geldi, Büyükşehir Belediye Başkanı geldi, Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı geldi, ona rağmen CHP’li 3 meclis üyesi Çağlar’a oy verdiler.

Zaten seçimin ardından CHP’li yöneticiler açıklama bile yapmadan, yüzleri asık, başları eğik bir şekilde apar topar Torbalı’yı terk ettiler.

Burada Özgür Erman Çağlar’ın hakkını teslim edip, kendisini tebrik etmek lazım.

Baykara’ya dönecek olursak; Mehmet Baykara sözünün eri bir insandır.

2014 Ticaret Odası seçimlerinde Baykara, Abdulvahap Olgun’un listesinde seçime girdi. O dönem Belediye Başkanı olan İsmail Uygur kendisini ziyaret edip listeden çekilmesini istedi. Hatta Baykara’ya belediyede ve CHP’de görev vermeyi taahhüt etti. Ancak Baykara, “Abdulvahap Olgun’a söz verdiğini, sözünü yerde bırakamayacağını, yola çıktığı dostlarını yolda bırakamayacağını” söyleyerek kendisine yapılan tüm teklifleri geri çevirdi.

Orada anladım, Mehmet Baykara’nın sözüne ne kadar sadık olduğunu.

Sadece ben değil, Torbalı’da kendisini tanıyan bilen herkes bilir ki Mehmet Baykara’da yanlış olmaz.

Zaten öğrendiğim kadarıyla 2 gündür telefonları susmuyor. Herkes arayıp, Baykara’ya destek mesajları veriyor.

Baykara’nın istifası CHP için çok büyük bir kayıptır. Ama dün de söylediğim gibi, belediyeyi yöneten zihniyet belli. Zaten Baykara da bugün yaptığı açıklamada Mithat Tekin’in elinde yetki olmadığını, belediyede doğuluları istemediklerini, belediyeyi bir memurun yönettiğini söyledi.

Baykara’nın istifası CHP’de kapanmayacak bir krize sebep oldu.

Peki şimdi hedefte kim var;

Sefer İpekli, Sultan İpekli, Özkan Yıldız, Mesut Güler, Cevdet Sardık, Yıldırım Baytekin gibi isimler yavaş yavaş dışlanırlar mı?

Bugün Baykara’ya sahip çıkmazlarsa, seslerini çıkarmazlarsa, yarın sıra onlara da gelecektir; buraya yazıyorum…

Sarı öküzün hikayesini bilirsiniz.

Bilmeyenler için anlatayım;

Yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen birkaç öküz otlakta birlikte otlarlarmış. Çevrede yaşayan aslanlar ne zaman öküzlere saldırmaya kalkışsa hepsi bir araya gelir ve aslanları alt ederlermiş. Bunun üzerine aslanlar çare aramaya koyulmuşlar ve boz öküzü piyon olarak seçmişler. Hepsi birlikte boz öküze yanaşmış ve “Size zarar verdiysek özür dileriz fakat bu bizim değil sarı öküzün suçuydu. Sarı öküzün rengi gözümüzü alıyor ve dayanamayıp saldırıyoruz. Sizinle hiçbir sorunumuz yok onu bize verin rahat edin” demiş ve boz öküzü ikna etmeye çalışmışlar. Boz öküz aslanların fikrini arkadaşlarıyla değerlendirmiş ve sarı öküzü aslanlara vermeye karar vermişler. Aralarından benekli öküz onların bu kararına karşı çıkıp ve tehlikenin yakında kendilerine de ulaşacağını, o zaman sorunların daha karmaşık hale geleceğini söylemiş. Fakat onun sözüne hiç biri itibar etmemiş ve sarı öküzü aslanlara teslim etmişler.  Bir süre sonra aslanlar aynı yöntemi kullanarak öküzleri tekrar ziyarete gelmiş ve sizi çok severiz fakat şu uzun kuyruklu öküz kuyruğunu salladıkça öfkeye kapılıyor ve size saldırma ihtiyacı hissediyoruz. Aslında sizinle hiç sorunumuz yok, sorun uzun kuyruklu öküzde, onu verin kurtulun demişler. Öküzler benekli öküzün karşı çıkmasına rağmen uzun kuyruklu öküzü aslanlara vermişler. Her seferinde bir bahane ile gelip aralarından birini alan aslanlar gittikçe güçlenirken, öküzler iyice zayıflamış. Aslanlar artık hiçbir bahane ileri sürmeden şunu bize verin deyip geri kalanları tek tek almaya başlamışlar. Aralarından biri ne oldu bize, nerede hata yaptık diye sormuş. Boz öküz biz savaşı benekli öküzü dinlemeyip,  sarı öküzü verdiğimiz gün kaybettik demiş birlikte çare aramaya başlamışlar.

Anlayana…