Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam

Reklam
Gazete Torbalı

CERİDE

CERİDE

“İfade” de ceride gibi Arapça. Burada kelimelerin köklerini, gelmişlerini ve geçirdikleri evreleri
anlatmak istemem, benim işim de değil doğrusu. Yazı yazmak aslında “meram” sergilemektir,
anlatmak ve anlaşılır olmaktır.

Kağıt ve mürekkepten oluşan o sihirli meta tüm gençliğimizi ve giderek tüm ömrümüzü ağının
gücünden emin olan örümceğin uzun kollarıyla sarıp kıpırdayamaz hale getirince, bir kere değil her
gün parça parça ölmeye başladık. Gazetecilik yavaş ölümlerin meslek olarak tescil edilmiş adıdır.

“Baba Tahir’den” beri gazeteciliğini kapıları açan birer maymuncuk gibi kullananları bir kenara
bırakırsak, bu yavaş ölümleri seçen ve doğru’ların peşinde inatla koşturan çok değerli ceride tayfası
var. Ölüm süremizin uzamasında belki o nur yüzlü muhteremlerin katkısı olabilir.

Rahmetli “Bekir Coşkun” yazılarını “Onuncu Köy” şemsiyesinin altında yazardı…

Dokuzundan da kovulan tek gazeteci o değildi…
*
“Sen kaç köyden kovuldun?” diye sorabilirsiniz.

Ben şanslıyım, artık çok fazla köy kalmadı, mevcutları mahalle yaptık, siz sağ ben selamet.

Mahalleden kovulmak köyden kovulmaktan daha zor. Her şeyden önce bakkalda borç kaydımız var,
nereye gidiyorsun?

*
Köyü bir günde mahalle yaparsınız da köylüyü bir anda mahalleli yapamazsınız. Onların değiştirmekte
zorlandıkları bir yığın alışkanlıkları ve direnç noktaları var, aşmak çok güç. Bir “İzsu” tarife kamburu
var ki; bundan sonra ki ceridelerde uzun uzun anlatmaya çalışacağım. Siyaset ağalarının; “önlerine ne
sürersek yerler”
rahatlığı korkarım son sürümleri olacak.

Mehmet ERGÜN

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ