Kirli siyasetin mucidi sizsiniz!
İsmini buradan anmak istemediğim bir şahıs, bugün bir yazı kaleme almış.
Yazısında diyor ki;
“Torbalı siyaseti bu güne kadar hiç bu kadar kötü ve ……. (dilim dönmüyor) olmamıştı.
Belden aşağı vurmak, insanlığa yakışmayacak söylem ve ithamlar işitir olduk. Tüm bunların sebebini inanın ben de sizler gibi merak ediyorum. Edep ve hayâdan uzakta kötü bir yerlerde Torbalı siyaseti.
20 yıldır bu ilçede siyasetin içinde ve yakın takipçisiyim. Bugüne kadar hiçbir gazeteci ne bir belediye başkanına ne de bir siyasetçiye lakap takmamıştı.”
Bu satırları okurken, dedim her halde lafı İsmail Uygur’a bağlayacak.
Çünkü bu ilçede siyasete nefret tohumu eken, kin ve düşmanlık getiren bir kişi varsa; o da İsmail Uygur’un kendisidir.
1999 seçimlerini Hasan Karatoklu’ya karşı kaybedip, o kuyruk acısıyla 2004 yılına kadar atmadığı iftira, yapmadığı haysiyet cellatlığı kalmadı. Bir belediye başkanına lakap takılmaz diyorsun, İsmail Uygur, Hasan Karatoklu’ya “Garson Hasan” demedi mi? Hasan Karatoklu’nun photoshop ile burnunu uzatıp “Pinokyo” demedi mi? Yine photoshop ile Hasan Karatoklu’yu bir minibüsün şoför koltuğuna oturtup, destekçilerini arkasına koymadı mı? Bunların hepsini İsmail Uygur yapmadı mı?
Torbalı’da “Corel” programını ilk kullanan, bu programla gazete grafiği yapan ilk kişi İsmail Uygur’dur.
Bu ilçede İsmail Uygur’u anlatacağınız son insan benim.
Bu seferlik sadece yazıyorum, bir daha seviyeyi buralara çekerseniz, o dönem İsmail Uygur’un kendisinin bizzat hazırladığı, “Çağdaş Torbalı” isimli gazetenin yayınlarını Basın İlan Kurumu Arşivi’nden getirip burada yayınlayacağım. Bütün Torbalı eminim ki o gazeteleri gördüğü zaman; bir insan bir koltuğa oturabilmek için bu kadar ucuz, bu kadar pespaye işler yapar mı, bu kadar çirkin siyaset yapar mı, bu kadar bel altı vurup, iftira atar mı, bu kadar kin ve nefretle siyaset yapar mı? Diyeceklerdir.
Açtırmayın ağzımı, söyletmeyin kötüyü…
Siyasette “seviyesizlik” arıyorsanız, bunun kitabını İsmail Uygur yazdı Torbalı’da!
Sonra 2004 yılında belediye başkanlığı koltuğuna oturunca, bu kez de belediye gücü ile bunu devam ettirdi. Torbalı’da oda seçimleri bile kanlı-bıçaklı yapılır oldu. Şimdi beraber çalışıyorsunuz, tam tencere-kapak olmuşsunuz.
İsmail Uygur’un evinde yangın çıktı. Geçmiş olsun, Allah kimseye kaza-bela vermesin. Ben hem kendisi için, hem de çoluk-çocuğu için samimi bir şekilde söylüyorum üzüldüm. Geçmiş olsun dileklerimi ilettim. İnsanlık bizde kalsın dedim.
Bir belediye başkanının evinde yangın çıkması, dünyanın her yerinde haber değeri taşır. İzmirli gazeteciler belediyeden sağlıklı bilgi alamadıkları için, beni arayıp soruyorlar. Çünkü sizden “doğru laf” çıkmıyor.
Biz haber yapmasak Uygur’un evinin yandığını Torbalı’da kimse bilmeyecekti bile. Gizleyecek, saklayacak ne var bunda?
Bir haftadır hastanede yatıyor, nerede yatıyor, ne tedavi görüyor, sağlık durumu nedir bir tane açıklama yaptınız mı?
“Sağlık durumu çok iyi, bugün taburcu oldu” diye açıklama yaptınız, ertesi gün Kılıçdaroğlu hastanede ziyaret etti. Kılıçdaroğlu olmasa, bütün Torbalı Uygur’u Aslanlar’da bir yakının evinde istirahat ediyor diye bilecekti. Kılıçdaroğlu da İzmir’e gelecek zamanı buldu. Hadi geldin, Ankara’ya geri dön değil mi, ne işin var Uygur’u hastanede ziyaret ediyorsun…
Uygur’un hastalığını bile gizliyorsunuz. İsmail Uygur’un sağlık durumu değil, sizi korkutan bu hastalığın siyasi sonuçları aslında. Uygur’un hasta olduğu anlaşılırsa kendi partilileriniz koltuğuna göz diker diye korkuyorsunuz. Uygur, hiçbir belediye meclis üyesine, hiçbir ilçe yöneticisine güvenmiyor. Bir Menemen hesabı arıyorsanız, CHP’nin içinde arayın. 18 meclis üyesi olan bir partinin, belediye meclisinde seçim kaybetmesi söz konusu bile olmaz. Sizin kendi meclis üyelerinize güveniniz yok, Torbalı kamuoyunda da bu şekilde kendi meclis üyelerinizi itibarsızlaştırıyorsunuz.
Uygur’un koronavirüs kaptığı olayına gelince…
Gazeteci haber kaynağını açıklamaz. Ama o gece CHP’li kaynaklardan edindiğim bilgiler doğrultusunda, Uygur’un Covid-19 belirtileri gösterdiğini, hatta Sefer İpekli ile CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat’ın kendisini ziyaret ettiğini, çok sayıda CHP’li ismin de hastane bahçesinde olduğunu öğrendim.
Çok şükür Covid-19 değilmiş. Ama madem hiç birşeyi yoktu, o halde neden 2 defa Covid-19 testi yaptırdınız? 1 haftadır neden hastane hastane dolaşıyor? Peşinde hemşire cihazla neden dolaşıyor? Son yayınladığımız videoda Uygur, sağlık durumunu Kılıçdaroğlu’na kendi ağzıyla anlatıyor. Neden bu konuda resmi bir açıklama yapmaya korkuyorsunuz? Kendi meclis üyelerinizden bir korkunuz yoksa?
Bakın buraya samimi bir şekilde yazıyorum; Allah İsmail Uygur’a sağlık sıhhat versin. İnşallah 2024 seçimlerinde de CHP’nin adayı olur.
Ama şunu da çok iyi biliyorum; İsmail Uygur’un gözünün içine bakan sizsiniz. Ne Uygur’un sağlığı sizin umurunuzda, ne de çoluk çocuğu sizin umurunuzda. Sizin korkunuz başka ama onu da başka bir gün kaleme alırım. Siz de şunu iyi bilin, vallahi İsmail Uygur da sizi çok iyi tanıyor…