BİRLİKTELİK
Bugün Torbalı Basın Birliği Gazetesinin ilk yayımlandığı gün. Öncelikle hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Bu günde elbette ki politikadan değil birlikten-huzur dan bahsetmem gerekecek, gerekmeli de…
Huzur desem, maalesef huzurumuz yok. Çoğumuz bilinen nedenlerle huzurlu değiliz. Yine bilinen nedenlerle birbirimizle kavgalıyız.
Bu olumsuzluklar nedeniyle, Torbalı Basını yerelde asgari ölçülerde birliktelik ve huzur olsun istiyor. Bunun için de güzel bir adım attı.
Torbalıya özgü bir basın havuzu oluşturdu. İsteyen ilgili bu havuza istediği değeri katsın, isteyen de havuzda bulduğu bu değerlerden istediğini alsın.
Herkesin kendini ifade edebileceği bir ortam. Veren ya da alanı ilgilendiren…
Ülkemizde ayrımcılık yeterince pompalandı, bilerek ya da bilmeyerek… Bu yüzden de toplum ikiye bölündü.
Oldukça zor olmakla birlikte Torbalı yerelde uzlaşmayı ve birlikteliği oluşturabilmelidir. İşin yerel motifleri birliktelik adına daha büyük öneme sahip.
Birlik nasıl oluşur elbette ki ortak değerlerle…
Ortak değerler son sıralarda önemseniyor mu? Ortak değerlerin sayısı azaldı/azaltıldı mı? Örneğin Türkiye Cumhuriyeti ortak bir değerimiz mi?
Ne yalan söyleyeyim, bu konuda şahsen benim tereddütlerim var.
Bu ortak değerimizi koruyup kollamak adına neler yapıyoruz?
Birliktelik öyle kendiliğinden oluşmuyor ki!
Toplumun birçok ortak değerlerinin olması lazım. Toplum bu ortak değerlerine gereği gibi sahip çıkarak birlikteliğini oluşturmalı.
Başımızı şöyle iki elimizin arasına alıp vicdanen düşünelim. Bakalım ülkemizde ne kadar ortak değerimiz kaldı?
Ya da yerele gelelim, örneğin Torbalı’da ne kadar değerimiz var ve bu değerlerden kaç tanesi ortak değerimiz?
Bırakın ortak değeri, birleşmeyi, körüklenen bir ayrıştırma çabası var.
Bu ayrışma bizi ülke genelinde nereye götürür? Üzülerek söylüyorum ki bunun sonu uçurumdur. O nedenle aklımızı başımıza devşirmeli, ortak değerlerimize sahip çıkmalı ve varlığımızın nedeni olan bu değerler üzerinden bir araya gelmeliyiz. Günümüzü yaşayıp geleceğimize hizmet etmeliyiz.
Yoksa onun şuyu var, bunun buyu var. Ben böyleyim, sen şöylesin hikayeleri hiç kimse için uzun vadeli huzurlu yaşama neden olmayacaktır.
Bunları karamsarlık olsun diye söylemiyorum. Topluma baktığımızda bunun sonuçlarını yanı başımızda görmemiz mümkün.
Neyi kimden saklayacağız, gizleyeceğiz ki… En azından Türkiye’de yaşayan her vatandaş bunun farkında ve biliyor.
Hep birlikte aklımızı başımıza devşirelim. Bu bölünmüşlükten hiç kimse uzun vadede kârlı çıkamaz.